Öğrencileri Daha İyi Tanımanız İçin İpuçları

25.12.2020 505

Ortaokul çağındaki öğrencilerin diğer yaş gruplarındaki öğrencilerden farklı, kendilerine özgü bir takım özellikleri vardır. Eğer bir süredir ortaokul öğrencileriyle çalışıyorsanız ya da bu yaşlarda çocuklarınız varsa siz de büyük ihtimalle bunların farkına varmışsınızdır. İşte bir ortaokulöğretmeni Jennifer Gonzalez'in gözlemlerine göre ortaokul çocuklarının 8 ortak özelliği:

Yaşıtlarının fikirlerine neredeyse her şeyden fazla önem verirler.

1Bu demek oluyor ki zaman zaman, üzerinde çok çalıştıkları bir ödevi bütün sınıfın önünde okumaları gerektiğini öğrendikleri için teslim etmemek ya da çikolatalı sütü çok sevmelerine rağmen arkadaşlarından birisi çikolatalı sütü bebeklerin içtiğini söylediği için içmeyi reddetmek gibi oldukça anlamsız şeyler yapacaklardır.

Bununla nasıl başa çıkılır: Bu özelliği kendi lehinize kullanmaya çalışın. Sınıfın en özgüvenli, en saygı duyulan öğrencilerini tespit edin ve onları yeni bir projede size yardım etmeleri, herkesin katılmasını istediğiniz bir çalışmaya önderlik etmeleri için teşvik edin. Eğer sınıfın en popüler kızı kitap okumayı sevdiğini söylerse sınıfın geri kalanının da ona uyması çok olasıdır. Ayrıca, unutmayın ki sosyalleşmek ortaokul öğrencileri için çok önemli bir motivasyon kaynağıdır. Eğer dersin sonunda 5 dakikalık sohbet zamanı sözü verirseniz, onların geri kalan zamanda çok sıkı çalışmalarını sağlayabilirsiniz.
Vücutlarında meydana gelmeye başlayan değişimler onları çok endişelendirir.

2Ergenliği çoktan geçirmiş bizler için sürekli değişen bir vücutla uğraşmanın getirdiği sıkıntıyı hatırlamak zor olabilir. Düşünsenize normal bir çocukken birdenbire yüzünüzde sivilceler çıkmaya başlar, üstelik onları sıkmanın daha da fazlasına neden olduğunu görürsünüz. Başka bir zaman sınıfta otururken birisinin burnuna ter kokusu gelmeye başlar,  koku bütün gün seni takip eder ve bir bakarsın ki o kötü koku senden gelmektedir. Bir ortaokul öğrencisi neredeyse her hafta; sosyal hayatını kabusa çevirebilecek yeni fiziksel bilinmezliklerle karşı karşıya kalır.
Bununla nasıl başa çıkılır: Vücutlarına dikkat çekmemeye çalışın. Hiçbiri seslerinin değiştiğinden, ayaklarının büyüdüğünden ya da daha kötüsü bir türlü büyümediklerinden bahsedilsin istemez. Eğer bir öğrenciden bütün sınıfın önünde bir şey yapmasını istiyorsanız ve o bunu nedensizce reddediyorsa üzerine gitmeyin, büyük ihtimalle reddetmesinin arkasında fiziksel bir neden vardır.  Bu nedeni bulmaya da çalışmayın. Basitçe başka bir öğrenciye geçin, ısrar etmediğiniz öğrenci size minnettar kalacaktır.

Abartmaya eğilimlidirler.

3Birisi sınıfın köşesinde bir örümcek mi gördü? Sınıfın içinde koşturmasına, dünyanın sonu gelmiş gibi çığlıklarla dolu bir kargaşa yaşanmasına hazırlıklı olun. Kar mı yağmaya başladı? Arkanıza yaslanın ve hayatında hiç kar görmemecesine pencerelere koşan ve çığlıklar atan öğrencilerinizi izleyin. Kat nöbetindesiniz ve tuvalette biri ağlıyor. Yüzlerinde "bu dünyanın en önemli şeyi "ifadesiyle birbirlerini çekiştirerek tuvalete koşan kızları gözlemlemeniz çok olasıdır. Kısıtlı yaşam deneyimi, kafa karıştıran hormonlar ya da kişiliklerini oturtma çabaları bu ortaokul çağındaki genç yetişkinleri bazı şeyleri biraz abartmaya itebilir.

Bununla nasıl başa çıkılır: Bu abartıların arkasındaki gerçek duyguları onaylarken aynı zamanda olayları daha gerçekçi bir şekilde açıklamayı deneyin. Mesela: " Evet örümcekler korkutucu olabilir. Bu örümcekten kurtulalım ki dersimize dönebilelim." Problemleri sakin, mantıklı bir yolla açıklayarak öğrencilere sağlıklı bir insanın hayatında karşısına çıkan sürprizlerle nasıl başa çıkacağını göstermiş olursunuz. Olaylara biraz da esprili yaklaşın, bu tip davranışlardan rahatsız olmak yerine geçeceğini bilin böylece aslında bunların biraz da komik olduğunu göreceksiniz.

Herkesin ortasında övülmekten hiç hoşlanmazlar.

4İlkokul çocukları arkadaşlarının önünde övülmekten çok hoşlanırlar. Ayın öğrencisi olmak, matematik sınavında en yüksek puanı almak, hiçbir ders kaçırmamış olmak gibi şeyler onları gururlandırır. Ama eğer bir ortaokul öğrencisinin iyi özelliklerini arkadaşlarının önünde sıralamaya kalkarsanız bir anda rahatsız olup, içine çekilecektir. Bu ortaokul öğrencileri övgüyü sevmez demek değildir tabi ki, sadece bunun herkesin gözü önünde olmasını istemezler.

Bununla nasıl başa çıkılır: Öğrencilerinize hak ettikleri övgüyü vermeye devam edin ama bunu bütün sınıfın önünde değil birebir olarak yapın.

Sır tutmak konusunda güvenilmezler.

5Hamile olduğunuzu öğrendiniz ve bunu yakın olduğunuz bir öğrenciyle mi paylaşmak istiyorsunuz? Bütün okula anons yapın daha iyi. Başka bir öğretmen için sürpriz doğum günü partisi planlıyorsunuz ve öğrencilerinizden bunu gizli tutmalarını mı istediniz? Parti yapacağınızı o öğretmene söylemekle aynı şey. Ortaokul öğrencileri sır tutmak konusunda isteksiz değillerdir, onlara söylenen şeyi sır olarak saklamaya aslında niyetlidirler ama ellerine paylaşmak için bir fırsat geçtiğinde kimsenin bilmediği bir şeyleri bilen kişi olmak isteğine karşı koyamazlar. Yaşları dolayısıyla henüz paylaşılmaması gereken bilgileri paylaşmanın getireceği kötü sonuçların tamamen bilincinde değillerdir. Daha da kötüsü söylenen şeyi kendilerine göre yorumlarlar, böyle olunca da "Sevgi Öğretmenin ders işleyişi benimkinden biraz daha katıdır." demeniz Sevgi Öğretmenin kulağına " Öğretmenimiz çok sinirli olduğunuzu söyledi." şeklinde gider.

Bununla nasıl başa çıkılır:  Ortaokul öğrencilerinize aynı internet gibi davranın; herkesin bilmesini istemediğiniz şeyleri onlarla paylaşmayın.

Sizin de bir insan olduğunuzu fark etmeye başlarlar.

6Çocuklar büyüdükçe çeşitli gelişim aşamalarından geçerler. Tamamen benmerkezci – kendilerini evrenin merkezi olarak görmek – olmaktan kendileri ve yakın çevreleri dışında başka şeylerin de olduğunun bilincine varmaya doğru giden bir yoldur bu. Tam da 11-12 yaşlarında insanlar bu gelişimin, başkalarının dünyayı daha farklı algılayabileceğini fark ettikleri son evresine girerler. Ama bu bilince tamamen ulaşmak zaman alır ve zor bir süreçtir. Bunun bir takım sonuçları vardır: (1) Bazen sizinle yoğun bir şekilde ilgileneceklerdir. Hayatınız, aileniz, sevdiğiniz yemek ve müzikler hakkında size sorular sorarlar. Okul saatleri dışında küfür edip etmediğinizi ya da içki içip içmediğinizi merak ederler. (2) Başka insanların ihtiyaçlarına dair farkındalıkları henüz tamamen gelişmemiştir. Kendinizi iyi hissetmediğiniz bir gün sınıfınızdan ders sonunda size 15 dakikalık bir sessizlik vermelerini isteyin,  size yardımcı olmaya tamamen niyetli bir şekilde bunu kabul ederler ama bir bakarsınız beş dakika sonra sınıf hayvanat bahçesine dönmüştür.

Bununla nasıl başa çıkılır: Size ilgi ve hayranlık gösterdikleri zaman bunun tadını çıkarın ama var olduğunuzu bile unuttukları zamanlar olduğunda da şaşırmayın. Bu gelişim evresi başlarda çok zor olabilir. Size sordukları çok özel soruları da mantıklı ve sınırlı bir şekilde cevaplayın. Unutmayın okulda siz bir rol model ve profesyonelsiniz, onların arkadaşı değil.

Ailelerinden uzaklaşmaya başlarlar

7Bana çocuklarının artık onlarla hiçbir şey paylaşmadığını söyleyen ailelerin sayısı sayılamayacak kadar çok. Aileden uzaklaşmak ergenliğin normal bir parçasıdır. Aslında bu yaştaki çocuklar hayatlarının en çok bu döneminde yetişkin gözetimine ihtiyaç duyarlar ama öyle bir noktadadırlar ki aileleri yardım isteyecekleri son insanlar olur.

Bununla nasıl başa çıkılır: Hayatlarındaki güvenilir yetişkinlerden biri olarak bu çocukları iyi etkileyip ailelerini dışladıkları için hayatlarında oluşan boşlukları doldurmak adına değerli bir pozisyondasınız. Unutmayın siz de bir yetişkinsiniz. Onlara bu sorumlulukla tavsiyeler verin, akıllıca kararlar vermeleri için örnek olun ve eğer gerçek anlamda şiddetten şüphelenmiyorsanız ailelere karşı çocuğun tarafını tutmaktan kaçının. Siz hem öğrencilerle hem de aileleriyle bir ortaklık içerisindesiniz öğrencilerinizin de bunu unutmamasını sağlayın.

Unutmayın ki onlar hala çocukturlar.

8Bir gün öğrencilerinizle şiirlerdeki sembolizm üzerine derin konuşmalar yapıyorsunuz, öyle ki neredeyse gözlerinizin önünde olgunlaştıklarını görebiliyorsunuz.  On dakika sonra ise bir bakmışsınız ki gaz çıkarma şakaları yapıp, akvaryumdan su içip içemeyecekleri üzerine iddialara başlıyorlar. Bunun üstüne bir de – özellikle erkek öğrencilerde –  hiç bitmeyen bir kıpırdanma huyları vardır. Ortaokul çocuklarının olgunluk düzeyleri öğrenciden öğrenciye çok değişmektedir. Ancak onlar, eninde sonunda hala çocuktur.

Bununla nasıl başa çıkılır: Olgun davranışlarının uzun sürmesini beklemeyin ve çocuksu davranışlar ortaya çıktığında bunun normal olduğunu unutmayın. Aslında yaşlarına uygun davranıyorlar. Bu durumu lehinize kullanmayı öğrenin: Lise öğrencilerinin aksine ortaokul öğrencileri oyunlar, müdüre not götürmek ya da sınıfa kağıtları dağıtmak gibi konularda çok heveslidirler. Kıpırdanmaları da çok normaldir: vücutları inanılmaz bir hızla büyümektedir. Dolayısıyla oyun saatleri de olmazsa o enerjiyi dışarı atmak için pek fırsat bulamazlar. Eğer sınıfta düzeni bozacak kadar kıpırdanma sorunu oluyorsa bu, ders programında yeteri kadar enerji harcatacak aktivite olmadığının da işareti olabilir. Böyle aktivitelerin sayısını arttırın, öğrencilerin gerektiğinde kendilerini kontrol edebildiklerini göreceksiniz.